30 Ağustos 2010

....HAYIR'dan EVET'e Mektup....



Sevgili EVET;
Biz seninle bir zamanlar eğlenceli bir yarışmanın iki vazgeçilmeziydik. Erkan Yolaç’la keşfedildiğimiz günlerin tadı damağımızda kaldı malum hayat geç pişen çabuk soğuyan bir şeydir. Şimdilerde seninle beni karşı karşıya getiren o muazzam politikaların birer kuklasıyız. Birileri senin ipini geriyor yukarıdan birileri benim. Arkadaşça bir mektup olmayacak bu özür dilerim.  İlk defa sana karşıyım. Tüm tezatlığımıza rağmen iyi bir ikili olduğumuz gerçeğini artık kabullenemeyeceğim.
12 Eylül 2010 seninle benim kağıt üzerinde resmi olarak ayrıldığımızı kanıtlayan tarih olacaktır. Her şeye “Evet” diyen insanların mahkûm olacakları bir tutsaklığın ilk adımı… 
İpini elinde tutanların GENEL SEÇİM DEĞİLDİR dedikleri bu referandum Genel Seçimde alınan oylara güvenilerek yapılan bir seçimdir. Yani daha önce EVET diyenleri göz önünde bulundurarak cesaret edilmiş bir seçimdir.
Evet demek, Demokrasi ve Hukuk devletine EVET demekmiş. Buna senin de inanmadığını biliyorum lakin senin de beynini seninle yıkadılar işte…
Fişleme tarihe karışacakmış mesela… Tüm soyumuzu, giydiğimiz donun rengine kadar öğrendiler zaten daha ne fişlemesi… Her birimiz telefonlarımız dinleniyor, hayatımız gözleniyor korkusuyla ve sonsuz rahatsızlığıyla yaşıyoruz zaten… Bir T.C numarası ile neredeyse hangi saatlerde tuvalete girip çıktığımızı bile öğrenebilecekleri bir sistemi getirdikten sonra mı kaldırıyorlar Fişlenmeyi? HAYIR’dır? Ha ayrıca suçu olmayan, temiz yaşayan birini fişlesen ne yazar… Asıl amaç saman altından hazine yürütenleri n bilgilerini mi gizli tutmak acaba?

EVET; Tacizcisin!

Bir iş adamının vergi borcu nedeniyle yurt dışına çıkamamasının da önü açılacakmış. Tamam, teoride mükemmelsin Evet.  Bunun yerine “hırsız”dan beter çaldıkları vergileri, bizlerden aldıkları en yüksek vergileri düşürseler ya… Kimse borca girmese, kimse kaçmaya kalkmasa, hükümetler, vergileri cebine indirip yurtdışında keyif sürenlere ortak olmasa… Daha mı demokratik olur acaba? Evet.

EVET; Hırsızsın!

Çocuklar, yaşlılar ve engellilere pozitif ayrımcılığın önü açılacakmış. Vay vay vay… Referandum 12 Eylül 2010. AKP hükümetinin iktidarda olduğu yıl sayısı 7. Şimdi mi kıymetlendi baklava çalan çocuğun hakkı, engelli olduğu için, yol olmadığı için karşıya geçemeyen vatandaşın hakkı. (oysa ki sen her dönem yollara dağlara taşlara LALE’ler ektin durdun yahu..) Şimdi mi kıymetlendi analar, babalar, yaşlı insanlar… “Ananı da al git” dedin oysa…

EVET; İkiyüzlüsün!

Ombudsmanlık (Kamu Denetçiliği) kurumuyla, idarenin herhangi bir işlemi nedeniyle haksızlığa uğrayan Vatandaşların şikâyetleriyle ilgilenecek bir denetim mekanizması kurulacakmış. Ah Evet ah… Bırak idareyi, ne zaman elektrik kesilse, ne zaman su kesilse, ne zaman yollarda bir çukura düşsek önce sen yetiştin Vatandaşın şikâyetine. Ne ŞİKÂYET dilekçelerine cevap verdin ne de şikâyet etmek için aradığımız telefonlara. Nedense bulamadım 7 senedir en ufak bir derde deva YETKİLİ.
Neden şimdi artıyor memur maaşları? Ayrıca her maaş zammı elektrik, su, doğalgaz, ekmek zammı olarak geri dönüyor zaten. Mümkünse verme. Üç kuruşu iyice üç kuruşa indirme.

EVET; Yalancısın!

Geleneksel aile yapımız ve AHLAKİ DEĞERLERİMİZİN KORUNMASI güvence altına alınacakmış.  Aşk-ı Memnu dizisini ayıplayarak mı yapacaksın bunu? İzdivaç programlarına sonsuz izin verip TÜRK KADINI’nın beynini uyuştururken neredeydi ahlaki değerlerinin tasası? Milletin yatak odasına, doğuracağı çocuğa karışırken, Türk vatandaşına ANANI DA AL GİT dediğin gün neredeydi AHLAKIN?
“Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır?” diyorsun yeni maddende. Yetimin hakkını şimdi mi düşünüyorsun? Siirt’te tecavüz edilen çocukların haklarını neden aldın ellerinden öyleyse? Neden gizledin olan biteni? Neden göz yumdun HAKLARINA EDİLEN TECAVÜZE!!! Hüseyin Üzmez denen sapık kameralara gülüp poz verirken neredeydi ÇOCUK İSTİSMARI için gösterdiğin özen?

EVET; Vicdansızsın!

DEMOKRATİK BİR YARGI SİSTEMİ’ymiş.
12 Eylül 1980 darbesini çok içerlemişsin. Yeni mi okudun darbeyi, Erdal Eren’i? Duygu sömürüsünde üzerine yok biliyoruz artık ama çıkıp 12 Eylül’de gerçekten canı yananları alet ederek yapmaya çalıştığın şeyin aslında YARGILANMAKTAN korktuğun olduğunu biliyoruz. Aslında uzun söze gerek yokmuş. Derdin tasan buymuş. Ya yargılanırsam, ya kaçamazsam korkusu…
“Şehit analarımız ağlamasın” diyorsun mesela… “Yan gelip yatma yeri değil” sen mi söylemiştin? Askeri, aydını sen mi hapsetmiştin? Nedensiz, gerçekçi hiçbir açıklama yapmadan… Türkan Saylan’ı da hasta yatağından kaldırıp gündemi değiştirmiştin hani… Bir aydını yok etmiştin ortadan. Sen miydin? Ha tabii besleyip “büyüttüğün” bölücünün de asılmamasına göz yumman demokratik hareket değil mi? Şehit analarımız ağlamasın, “Öcalan rahaaat rahaaaatt cezasını çekiyor değil mi?”

EVET; Uşaksın!

Ha eğer tüm bunlar, bu çizdiğin “Türkiye in Wonderland” tablosu “gerçek” olsaydı yani paha biçilemez bir eser olsaydı, yani “ucuz bir paçayı kurtarma hikâyesi” olmasaydı ben de sana EVET derdim.
Lakin yüzüne gözüne bulaştırdığın 7 yılın çizildiği resimde seni, insanlara rengârenk bir masal kahramanı olarak sunmayı iyi başarıyorlar. Seni yazıp çizenleri son derece başarılı buluyorum. Okuyunca, dinleyince insanın EVET diyesi geliyor ama biliyor musun artık mide kaldırmıyor.
12 Eylül’de gelip en başa oturacaksın biliyorum. Hayal kurmayacak kadar kazığını yedik nasılsa ama eminim ki yine her sandığın içinde elin olacak. Ölüye seçmen kağıdı gönderdiysen onun yerine EVET’e EVET damgasını basmayı da bir şekilde ayarlamışsındır. Senden “artık” korkulur. Yalnız bil ki can havliyle saldıran bir CUMHURİYET’le asla başa çıkamazsın.

Sevgili EVET;
Hani her kapıda sen varsın, bir parça kağıda kocaman yazılmışsın, mitinglerde hep bir ağızdan sen söyleniyorsun, binlerce insana öğütleniyorsun ya; işte diyeceğim o dur ki sana inanan halk; Cem Yılmaz “Zeki Müren’de bizi görecek mi?” dediğinde “EVET” cevabına inanan halkla aynıdır. Saftır, temizdir bu ülkenin insanı ama CEHALET artık o saflığı yok edecek kadar tehlikelidir.  12 Eylül’de görüşürüz. Erkan Yolaç kusura bakmasın, bir zamanlar yan yanaydık bu sefer KARŞINDA olacağım!

Sevgilerimle,
HAYIR



2 yorum:

  1. bence evet cevabını çoook güzel şekilde verdi hayır'a. boş laf bunlar. yorulmasaydınız keşke bu kadar. saçma sapan bi akp düşmanlığıyla gerici zihniyeti hayırcılar yansıttı. neyse ki evetçiler kazandı.

    YanıtlaSil