26 Aralık 2011

İKİ SATIR AŞK





İKİ SATIR AŞK TÜM KİTAPÇILARDA... 

İki eski dost...
Çisel Onat; yazarlığının yanı sıra çevirmen ve aynı zamanda şarkı yazarı. En son Murat Boz’un son albümünde, sözü ve bestesi kendine ait olan Aşkın Suçu Yok isimli şarkısı yayınlandı. İlk romanı ‘Sevişmenin Hiçbir Riski Yoktur İçinde Aşk Yoksa’ 2008 yılında Liman Yayınları’ndan çıktı. ‘Risk var mı yok mu?’, ‘Bir kadın nasıl böyle bir şeyi savunabilir?’ sorularına epey alıştı. Aşkı şiirle de anlatmayı seviyor ama ‘bu ülkede şiir satmaz’ cevabına da epey alıştı! Oysa Cemal Süreya, Nazım Hikmet, Metin Altıok, Orhan Veli ve diğer ustalar şiirle anlatmışlardı aşkı... Kafasında hep aynı soru; şimdilerde‘bu ülkede’ şiir mi satmıyordu yoksa aşk mı yaşanmıyordu?

Cüneyt Asi Duru; yazarlığının yanı sıra TV-Radyo yapımcısı. İlk şiir kitabı ‘Düşlerin Kadar Konuş’2003 yılında Bu Yayınları’ndan çıktı. Dostlarıyla yaptığı şiir gecelerinde okuyordu ‘satmaz’ denen şiirleri... Satmazsa satmasın, aşık olanın içine işliyordu. İlk romanı ‘Tanrıça Ayın Orgazmı’ 2008 yılında Liman Yayınları’ndan çıktı. Bir imza gününde, kitabının adını gören bir annenin suratını buruşturarak kızını oradan hızla uzaklaştırması kadınların hatta insanların bedenlerine, hazlarına ne kadar uzak olduklarını ona somut bir örnekle bir kez daha kanıtlamıştı.

İKİ SATIR AŞK;
İki satır laflarken yazmaya karar verdiler bu kitabı. Bir şarkı sözü gibi, bir şiirin mısrası belki...
Bir hikâyenin ilk cümlesi ve o hikâyenin mutlu mutsuz sonu gibi... Bazen kadın savundu aşkı, adam savurdu, bazen kadın itti aşkı, adam tutundu...

Kitabın arka kapağında yazarların ‘aşkı iki satır da siz yazar mısınız?’ sorusuna karşılık hiç tereddütsüz cümlelerini paylaşan gazeteci, sanatçı dostları ve büyükleri; sevgili Gülriz Sururi, Sezen Aksu, Müjdat Gezen,  Levent Üzümcü, Murat Boz, Çiçek Dilligil, Mehmet Coşkundeniz, Yonca Lodi, Demet Sağıroğlu, Kutlu Esendemir, Deniz Arcak, Murat Güneş, Füsun Önal, Sadık Karan ve Hande Şarman’aait ‘aşka dair’ birer cümleleri bulunuyor.

Yazarlar cümleleri kendilerine yakın buldukları birer takma isimle yazdılar. Cüneyt Asi Duru zaten kendi adı olan ‘ASİ’yi kullanırken, Çisel Onat da hayatının en büyük tutkusu olan ‘PİANO’yu tercih etti.

Yazarlar İKİ SATIR AŞK’ı; tüm çılgınlığı, besleyiciliği, eğlencesi, kasveti, hüznü ve huzuruyla aşkı, hayatı hissettirebilen iki önemli müzik insanı Aysel Gürel ve Onno Tunç’a ithaf ettiler. Çünkü Aysel Gürel sözleriyle Onno Tunç da müziğiyle, yazarken onlara eşlik ettiler.

Kitap 24 Kasım 2011’de, deneme / yazın kategorisinde, DÜET EDEBİYATI Serisi’nin ilki olarak Postiga Yayınevi etiketiyle raflardaki yerini alıyor.

Serinin 2.’sinde de okurların cümlelerine yer verilecek. Kitabın içinde; “Yazarların bir kadın ve bir erkeğin aşka ait satırlarına siz de katılmak isterseniz cümlelerinizi isminizi ve iletişim bilgilerinizi de belirterek aşağıdaki adrese gönderebilirsiniz. Yazarlar ve Postiga Yayınevi Editörlerinden oluşacak bir kurul, gönderdiğiniz cümleler arasından seçim yaparak Düet Edebiyatı Serisinin 2. Sayısında isimlerinizle birlikte sizlerin de cümlelerine yer verecektir.
ikisatirask@ikisatirask.com ”  şeklinde okurlara yapılmış bir çağrı bulunmaktadır.

Herkesin aşka dair söylenecek iki satırı vardır...
Malum hepimiz aşığız ki her sohbetin içine sızan hep ‘İki Satır Aşk’tır!

Her şey ARABESK Yüzünden!


Bir sabah uyandığınızda başınız ağrıyorsa, dünya dönüyorsa, mideniz bulanıyor, kalbiniz sizden önde atıyorsa, zaman geçmek bilmiyor, insanlar üzerinize üzerinize geliyorsa, gözleriniz kan çanağı yanıyorsa, herşey size hem fazla hem çok eksik geliyorsa, başka sesler çok yüksek, duymak istedikleriniz hiç söylenmiyorsa, şarkılar canınızı sıkıyor, ama diliniz vokale engel olamıyorsa, eski sayfalar birden açılıp yenileri siz boş kalmış geliyorsa, buz gibi havada Beşiktaş-Üsküdar arası motorlarda üstte oturmayı göze alıyorsanız, yüzünüze çarpan havayı doktor tavsiyesi içinize çekiyorsanız, sigara bile istemiyorsa canınız, gözlerinizi saklıyorsanız insanlardan, saçlarınızın dağınıklığı canınızı sıkmıyorsa ve hiçbir yansımalı camdan kendinize bakmıyorsanız, geçip gidiyorsanız her "indirim" yazan mağazanın önünden içeri girmeden, gazeteler, haberler umurunuzda değilse, adımlarınızı yavaşlatıyorsanız, zaman zaman şiddetlenen mide bulantınızı içinize geri itiyorsanız, hiçbir sorun yokken kendinizi iyi hissetmiyorsanız, saatinize o ana kadar hiç bakmamışsanız, trafik bile umurunuzda değilse, cebinizdeki parayı bilmeden yola koyulmuşsanız, girdiğiniz ilk eczaneden sadece bir kutu apranax aldıysanız, konuşmadan saatlerce öylece durabiliyorsanız, ne yaptım ben ya, ne yapıyorum ben diye düşünüyorsanız, üzerinize sinen tüm kokuları çıkarıp kirliye atıyorsanız, kendinizi dinliyorsanız, hep aramasını istediğiniz kişi sizi aradığında ne kadar anlamsız hissettiğinizi hissediyorsanız, geç kaldın artık diyorsanız, yüzünüze mona lisa gülüşünü takıyorsanız, bir yüzünüz göğe bir yüzünüz toprağa bakıyorsa içki de aramayın sebebini... 

Öfkenizi çıkartmayın kimseden..

Aşkın, kavuşması da ayrılığı da sizin... 

Herşey "ARABESK" yüzünden...

Aşıkken ARABESK dinlemeyin...

Çisel Onat