6 Ağustos 2010

...ASKERLE NÖBET TUTAN KADIN...



Her kadının bir asker beklemişliği vardır... "Hiç bekleyemem ay" dediğim günleri hatırlıyorum da... ; ) İyi ki de beklememişim...
Bütün bekleyenlere... Her kimi olursa.. Nereden olursa...
Ne çok ağlamıştım... Vay be...

Ç.
**********************************************

Zor, çok zor beklemek...
Seni özlemek zulüm
Biz hiç bu kadar ayrı kalmadık
Hiç bu kadar ayrı hayatlar yaşamadık
Ekmeğin tadı, odanın kokusu bile farklı
Elim gitmez oldu sevdiğin yemekleri yapmaya,
Bu nasıl bir his Allahım
Bu nasıl bir sınav,
Denendikçe katılaşıyor içimde birşeyler
Gittiğin günü unutamadım hiç,
Sabaha kadar ağlarsam sen giderken ağlamam sandım
Tükenmeyen bir tek gözyaşım olmuş
Seni bana her defasında hatırlatan o günün en özel anı
Seni boynundan öpüşüm olmuş
O an...
Bana sarıldığın o an gittiğini gerçekten anladım.
Hep filmlere kanmışım,
O bariyerden dönersin sanmışım
Ama gittin, arkana bakarak,
Ağlayan bir adam ve bir kadın bırakarak
Canımdan can gitti, ruhumun yarısı seninle yitti,
Sayılı gün geçer diyor herkes,
Saatleri saniyelerle çarpıp duruyorum,
Bilmiyorlar her günü nasıl ızdırapla geçiriyorum
Bilmezdim bu denli vurulabileceğimi bir adama
Bilmezdim yastığına sarıldığımda sabahı ağlayarak karşılayacağımı,
Sana git derken içimdeki soğukkanlılığın gittiğin an nasıl bir yangına döneceğini bilemezdim,
Sensiz geçen hergün kalbimde olan bitenle savaşıyorum,
Sensiz biten hergün kendimi yeniden tanıyorum
Severmişsin sende diyorum, bak gördün mü özlermişsin diyorum,
Hayat benim sandığım kadar kalabalık, kalbim senin sandığın kadar katı değilmiş...
Bu sınavı veririm vermesine de döktüğüm ter alnımın teriyle kazanılmış bir aşk olsa keşke sonunda...
Keşke geldiğin anda sarılıp seni beklediğim saniyeler kadar öylece kalabilsen benimle,
Keşke gittiğin gün bittiğim gibi başlayabilsem geldiğin güne...
Kimseye anlatamam neden bu kadar çaresiz hissettiğimi,
Anlamazlar inan senin de anlamadığını...
Herşeye dayanan halim, herşeyde seni hatırlayacak kadar ihtiyaç duyuyor sana
Bu kapıyı her açıp kapadığımda, seni görmeyi umuyorum ardında...
Gelmiyorsun, geleceğin günü bilmeme rağmen bekleniyorsun,
Buzdolabına yazdığın notları hergün okuyorum,
Şimdi sıradan bir evi yuva yapabilecek bir kadın oldum,
İstediğin gibi bir kadın...
Kapıları kilitleyen ve acısını içeride gizleyen,
Çöpleri hergün dışarı çıkaran ve camları kapatıp yatan bir kadın oldum,
Komşularına günaydın diyen, herşeye rağmen gülümsemeyi yeniden başaran,
Beyazlarla renklileri ayrı yıkayan bir kadın oldum...
Sadece erkekler büyümüyormuş askerde,
Kadın da büyüyormuş askeriyle birlikte...
Tesadüfen girdiğin hayatımda bana öğrettiğin herşeyi yaşıyorum şimdi,
Keşke olsan...
Keşke sana en ihtiyacım olduğu anda bana dokunsan...
Odada gizlice ağlarken bulsan beni ve hiçbir şey sormadan otursan yanıma,
Başımı göğsüne yaslasan, üzülme herşeyi hallederiz desen,
Seni hiç bırakmayacağım, senden hiç vazgeçmeyeceğim desen,
Eskisi gibi taş kesilir miyim sanıyorsun,
Gittin gideli o kilitli kadın değişmedi mi sanıyorsun,
Ne zor şeymiş birini severken ve bunu onu söyleyemeden onu uzağa göndermek,
Ne zormuş hayatın anlamının zamanda gizlendiğini zaman geçmez olduğunda anlamak,
Ve koşmak...
Bundan sonrası için herşeyi anında söyleyip, anında yaşamaya koşmak...
Ne zormuş sensizliğin acısıyla gerçeğin acısını aynı anda anlamak!
Yas tutmuyorum, mutsuz değilim,
Topladım kendimi, herşeyi başa aldım,
Kimse yok yanımda, aradığım herkesi benden yana sandım,
Anladım...
Anlamıyorsun dediğin herşeyi, anlattığın ve dinlemediğimi sandığım herşeyi anladım,
Denedim de...
Unutmayı, elbet dönecek demeyi, yanımdaymışsın gibi yaşamayı denedim...
Sesini her duyduğumda yastığa başımı her koyduğumda nefes almayı denedim...
Zannetme ki eskisi gibi yerimde sayıyorum,
Kendime aynada baktım ilk kez gerçek gözlerimle,
Gözlerimi silmeye çalıştıkça durduramadım gözyaşlarını,
Çok aptal görünüyorsun dedim kendime,
Çok konuştum yalnızken,
Sana söyleyemediğim herşeyi aynaya söyledim,
Anlamsız bakan bir kadın vardı,
Kendini gerçekten görmeyi becerebilen biri...
Kendiliğinden söylenen bir sürü şarkı yaptım,
İçinde hep aynı söz vardı... Dön... Gittiğin hızla dön!
En kötüsü herkesin bizimle ilgili aklından geçeni benim bir türlü görememiş olmam,
Birimiz çok gizli saklıydık, birimiz çok gururlu...
Ben herşeyi konuşuyorum şimdi kendimle,
Düşünüyorum seninle yaşadıklarımızı...
Annem ve babam mesela...
Annen ve baban mesela...
Önceleri yok hiçbirinin...
Kimsenin bizim kadar biriktirdiği anı yok...
Beraber ağladığımız gece, beraber uyandığımız sabah...
Yanında açmışçasına gözlerimi...
Hiçbirinin bizim kadar üstlendiği sıfat yok....
Arkadaşım, dostum, eşim, ruhum!!!
Herşeyim...
Artık biliyorum bir lokmanın bile boğazından geçmemesinin ne demek olduğunu,
Gözlerimi senin uyku saatini görmeden kapayamamanın nasıl bir irade olduğunu,
Ya da farkında olmadan gittiğimiz her yerde aynı masaya oturmanın nasıl bir sadakat olduğunu!!!
Biliyorum artık kendi kendime çözmeye çalıştığım herşeyin bedelinin ne kadar ağır olduğunu...
Hırslarımı tanıyorum, varolan yeteneğimin farkına varıyorum,
Dizinin dibinde oturan bir kadın değil de ayakta duran ve hayatın sorumluluğunu seninle birlikte omuzlayan bir kadın olmayı öğrendim sen yokken...
Seni sevmeye başladığımda unuttuğum herşeyi, seni daha fazla sevmeye başladığımda yeniden öğrendim...
Benimle gurur duymanı istiyorum,
Döndüğünde eskisi gibi güçlü, eskisi gibi gülen bir kadın bulmanı istiyorum...
Yapamazsam ben yokum geri kalanında...
Çoktan gitmiş olurum senden bana kalanlarla...
Özlüyorum...
Sensiz adım attığım her yer ezilen çiçekler gibi boyun büküyor bana,
Romantik sözleri sevmediğimi bilirsin,
Ama...
Çiçekler değişti, iklim değişti, herşey değişti...
Pişman olmadığım bir tek şey vardı,
Seni seçmek herkese ve herşeye karşı!
Değişmedi! Bir tek bu değişmedi!
İlk gün ki gibi değilim,
Nefes almaya başladım yeniden,
Seni özledikçe yenileniyor içimde eskidiğine inanmak istediklerim,
Gülmeni, susmanı, birden bire bağırmanı özledim.
Şimdi bunu yazıyorum ya,
Birden arkamdan geleceksin ve "ne yazıyorsun bana" diyeceksin gibi geliyor...
Hiç sıkılmamışım seninle geçen anlardan,
Hiç şüphe duymamışım sadakatimden,
Herşeyi masal gibi yaşamışım seninle,
Annem ve babam...
Annen ve baban...
Onların hiç yaşamadığı bir masal gibiymiş,
Sevdiğin şarkıları dinleyemiyorum...
Sevdiğin yemekleri yiyemiyorum...
Sen orada duruyorken, ben burada koşmak istemiyorum...
Sen gelince dinlerim hepsini...
Ya da sen gelince yerim sevdiğimiz zeytin peyniri...
Ne kaybedebilirim ki senden daha fazla...
Kazanmaya başka yerden başlamalıyım,
Gurur duymalısın benimle,
Baktığında yeni tanıyor gibi olmalısın...
Kaç kişi böyle hisseder ki...
Bu acıyı da bu derin ve güzel ağrıyı da hissetmeyi kaç kişi başarır ki...
Duruyorum sanma...
Öğrettiklerin, paylaştıklarımız ve yokluğun çok şey konuştu benimle,
Kaç kişi böyle bir ayrılıkla yeniden doğabilir ki....
Sen nöbetteyken rahat uyuyor bu sokak, bu şehir, bu ülke...
Bir ben nöbetteyim seninle birlikte...
Hiçbir şey eksilmedi beklerken seni...
Hiçbir şey vazgeçiremeyecek beklemekten beni...


Bir erkeğin namusuymuş vatani görevi...
Neden kadınlar gitmiyor demeyin!
Bir kadının da beklemekmiş, özlemekmiş vatani görevi!!!
Elbet uyurum sen geldiğinde, sağ salim hayatıma döndüğünde,
Uzakmış, zormuş, uzunmuş... Varsın olsun!
Gönüllü askerim ben de seninle birlikte,
Diyorlar ki “VATAN SAĞOLSUN” !!!
Önce, CANIN SAĞOLSUN!!!

ÇiselOnat®
'2006

1 yorum:

  1. 2006 da asker yolu beklemişsin.. yıl 2010 bende şimdi bekliyorum..
    sanırım bu yazdıklarından daha acıklı benim halim. en azından senin olanı göndermişsin ben benim aşık olduğumu bekliyorum..

    YanıtlaSil