31 Mayıs 2012

İstanbul Tabip Odası Basın Açıklaması - Kürtaj ve Sezaryen




İstanbul Tabip Odası basın açıklamasıdır:


Sayın Meslektaşlarımız,


Bildiğiniz gibi Başbakanımız gündemleri saptırmakta ve değiştirmekte oldukça mahir birisidir. Aynı zamanda "İmam" ve "Hatip" olan başbakamızın sezeryan ve kürtaj ile ilgili açıklamaları ise öylesine söylenmiş sözler değildir. Kürtaj ve Uludere benzetmesi ve diğer açıklamaları Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi ve 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile doğrudan ilişkilidir. Artık gün gibi açık ki ülkemiz Amerika gibi iki partili( Cumhuriyetciler[CHP], Demokratlar[AKP])tek başkanlı( Recep Tayyip Erdoğan-2014-2023) bir otokratik sisteme yelken açmış durumdadır. Kaygımız bu gidişatın faşizme doğru evrilme sürecine girmesi ve demokrasimizin "ileri" değil "geri" bir yöne doğru gidiş sürecinin hızlamasıdır.


Başbakanın belli ki sürekli gündemde tutacağı bu konu hakkında İstanbul Tabip Odası ilk Basın BİLDİRİSİ'ni "BAŞBAKAN"A SORUYORUZ" şeklinde aşağıda ve ekte de göreceğiniz gibi kamuoyu ile paylaşmıştır.


Lütfen bu metni web sayfalarınızda sosyal medyalarınızda en geniş şekilde duyurunuz ve basın organlarında yer alması için caba sarfediniz.


Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği ile ORTAK BASIN AÇIKLAMASI hafta başında yapılacaktır.


BAŞBAKAN’A SORUYORUZ?


TIP FAKÜLTESİ MÜFREDATINI DEĞİŞTİRMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?


ARTIK SEZERYAN VE KÜRTAJ DERSLERİ KALKACAK MI?


HEKİMLİĞİ NASIL UYGULAYACAĞIMIZA VE KADINLARIN BEDENLERİ UZERİNDEKİ TASARRUFLARINA ARTIK SİZ Mİ KARAR VERECEKSİNİZ ?


Sayın Başbakan, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı Eylem Programı’nın uygulanmasına ilişkin Uluslararası Parlamenterler Konferansında “üç çocuk” isteğini yineledi ve insanların kürtaj haklarını hedef alan şu sözleri söyledi:


"Türkiye olarak, çocuklar konusunda da büyük bir hassasiyet içindeyiz. Çocukları çok seviyorum. Ben ülkemde en az üç çocuk istiyorum. Çünkü genç dinamik bir nüfusa ihtiyacımız olduğunu biliyorum ve bu çalışmayı sürdürüyoruz. …Şunu da açıkça söylüyorum, sezaryenle ilgili doğumlara karşı olan bir başbakanım ve bunu bir cinayet olarak görüyorum. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Buna kimsenin müsaade etme hakkı olmamalı. Ha anne karnında bir çocuğu öldürürsünüz ha doğduktan sonra öldürürsünüz. Hiçbir farkı yok. Buna karşı çok daha duyarlı olmaya mecburuz. Buna karşı el birliği içinde olmak zorundayız."


Tıp eğitimi görmüş, ülkemizin sağlığı ile ilgili konuları zaman zaman değil sürekli olarak ana konumuz olarak benimsemiş kimseler olarak, Sayın Başbakanın bu konuda, halk sağlığımız açısından yarara değil, zarara yol açabilecek söylemlerinin yanlışlığını hemen düzeltmesini istiyoruz:


Kürtaj cinayet değildir : Bu güne kadar binlerce vatandaşımız, sosyal ve ekonomik açıdan uygun durumda değillerken oluşmaya başlayan gebeliklerine, yasaların onlara verdiği hakka dayanarak son verdirmişlerdir. Yurttaşlarımız bu hakka kavuşmadan önce, yani kürtaj yasakken istenmeyen gebelikler, şimdiki gibi hastane ve gerekli sağlık koşullarına sahip yerlerde değil, köşede bucakta, bilgisiz kimseler tarafından rahme olmadık maddeler sokularak giderilmekte ve bu tür işlemlerle sıkça ölümle sonuçlanan mikroplanmalara ve yaralanmalara yol açılmaktaydı.


Sezaryen ise bu güne kadar hiç kimse tarafından cinayet olarak tanımlanmadığı gibi hiçbir biçimde başbakan ya da bir başka siyasetçi ya da tıp dışı kişi tarafından değerlendirmeye tabi tutulabilecek bir konu değildir: Doğumlar, bebeklerin iri olmaları, annenin ve bebeklerin doğum sırasında yaşamlarının tehlikede olduğunun saptanması gibi durumlarda normal yoldan değil sezaryen ameliyatı yapılarak gerçekleştirilir. Bebeklerin normal yoldan doğmayacaklarında sezaryen yapılırsa cinayet işlenmiş olmaz. Anneler ve bebekler ölmekten kurtarılmış, bazen de bebekler, beyinleri vb. incinmeden dünyaya getirilmiş olurlar.


• Bir çiftin kaç çocuğa sahip olacağı, Başbakanın saptayacağı bir şey değildir: İnsanlar ancak maddi durumlarının, sağlıklarının ve bir çok kimsenin karışamayacağı özel hallerinin elverdiği sayıda çocuk sahibi olurlar.


Gelişmiş bir ülkede başta başbakan olmak üzere erk sahibi siyasilerin halkı yanıltıcı, sağlığa zararlı söylemlerde bulunma hakkı olmadığı bilinmelidir. Amaç 34 çocuğun F-16’larla bombalanarak öldürüldüğü Uludere olayında gündem değiştirmek ise, lütfen gündem çarpıtmanıza hekimleri, insan sağlığını ve kadın haklarını malzeme yapmayın.


İnsan sağlığı ve kadının bedeni üzerindeki haklarının, erkek egemen söylemlerle siyasi polemiklere malzeme yapılmasından ve evrensel bilimsel değerler yerine muhafazakar yaklaşımın gündelik yaşama müdahalesinden kaygılıyız.


Kamuoyuna saygı ile duyurulur.


İSTANBUL TABİP ODASI


YÖNETİM KURULU





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder